SAHİH-İ BUHARİ

Bablar - Konular - Numaralar

EBVABU’L-CİZYE

<< 1309 >>

باب: إثم من قتل معاهدا بغير جرم.

5- HERHANGİ BİR SUÇ İŞLEMEYEN BİR ZIMMİ Yİ ÖLDÜRENİN GÜNAHI

 

حدثنا قيس بن حفص: حدثنا عبد الواحد: حدثنا الحسن بن عمرو: حدثنا مجاهد، عن عبد الله بن عمرو رضي الله عنهما،  عن النبي صلى الله عليه وسلم قال: (من قتل معاهدا لم يرح رائحة الجنة، وإن ريحها توجد من مسيرة أربعين عاما).

 

[-3166-] Abdullah İbn Amr Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in şöyle buyurduğunu nakletmiştir: "Anlaşmalı bir gayri müslimi öldüren bir kimse cennetin kokusunu alamaz. Halbuki cennetin kokusu kırk yıllık mesafeden bile duyulur."

 

 

6. YAHUDİLERİN ARAP YARIMADASINDAN ÇiKARILMASI

 

وقال عمر، عن النبي صلى الله عليه وسلم: (أقركم ما أقركم الله به).

Hz. Ömer, Resul-i Ekrem Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in şöyle buyurduğunu nakletmiştir: "Allah size hangi konularda teminat vermişse ben de aynı konularda güvence veriyorum. "

 

حدثنا عبد الله بن يوسف: حدثنا الليث قال: حدثني سعيد المقبري، عن أبيه، عن أبي هريرة رضي الله عنه قال: بينما نحن في المسجد، خرج النبي صلى الله عليه وسلم فقال: (انطلقوا إلى يهود). فخرجنا حتى جئنا بيت المدارس، فقال: (أسلموا تسلموا، واعلموا أن الأرض لله ورسوله، وإني أريد أن أجليكم من هذه الأرض، فمن يجد منكم بماله شيئا فليبعه، وإلا فاعلموا أن الأرض لله ورسوله).

 

[-3167-] Ebu Hureyre r.a.'in şöyle dediği nakledilmiştir: "Birgün biz mescidde iken Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem: "Haydi Yahudilerin üzerine yürüyün!" dedi. Biz de hemen çıkıp Beytü'l-midras'a gittik. Resul-i Ekrem Sallallahu Aleyhi ve Sellem onlara: "Müslüman olun ve kurtulun! İyi bilin ki yeryüzü / bu topraklar Allah'ın ve Resulünündür! Benim amacım sizi bu topraklardan sürmektir. İçinizden kim malına karşılık bir şey bulabiliyorsa onu satsın! Aksi halde iyi bilin ki, yeryüzü Allah'a ve Resulü'ne aittir" dedi.

 

Tekrar: 6944, 7348.

Ayrıntılı açıklama için bkz. Kitabü'l-meğazl, Bab, 83.

 

 

حدثنا محمد: حدثنا ابن عيينة، عن سليمان الأحول: سمع سعيد ابن جبير: سمع ابن عباس رضي الله عنهما يقول: يوم الخميس وما يوم الخميس، ثم بكى حتى بل دمعه الحصى، قلت يا أبا عباس: ما يوم الخميس؟ قال: اشتد برسول الله صلى الله عليه وسلم وجعه، فقال: (ائتوني بكتف أكتب لكم كتابا لا تضلوا بعده أبدا). فتنازعوا، ولا ينبغي عند نبي تنازع، فقالوا: ما له أهجر استفهموه؟ فقال: (ذروني، فالذي أنا فيه خير مما تدعونني إليه). فأمرهم بثلاث، قال: (أخرجوا المشركين من جزيرة العرب، وأجيزوا الوفد بنحو ما كنت أجيزهم). والثالثة خير، إما أن سكتن عنها، وإما أن قالها فنسيتها. قال سفيان: هذا من قول سليمان.

 

[-3168-] İbn Abbas r.a.'in: "Perşembe günü! Ah Perşembe günü nedir siz nereden bilirisiniz ki?!" deyip ağladığı, gözyaşlarının yerleri ıslattığı ve daha sonra şöyle dediği nakledilmiştir: "Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in hastalıktan duyduğu ızdırabı Perşembe günü iyice artmıştı. Bize şöyle buyurdu: "Bana yazı malzemeleri getirin de size bundan sonra ebediyyen sapıklığa düşmenize engelolacak öğütler yazayım!" Bunun üzerine orada bulunanlar istenen malzemenin getirilip getirilmemesi konusunda görüş ayrılığına düştüler. Halbuki hiçbir Nebiin huzurunda böylesi bir tartışma yakışık almaz. Sonra• oradakiler: "Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in nesi var, Sayıklıyor mu yoksa? Haydi bunu sorup öğrenmeye çalışın! " dediler. Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem de: "Beni rahat bırakın! Benim şu anda içinde bulunduğum durum kesinlikle sizin benden istediğiniz şeylerden daha hayırlıdır!" buyurdu ve oradakilere şu üç şeyi emretti: "Müşrikleri Arap yarımadasından çıkarın! Tıpkı benim verdiğim gibi gelen heyetlere hediyeler verin!" Üçüncü emrini ise ya söylerken sustu ya da söyledi fakat ne dediğini ben unuttum."

 

 

AÇIKLAMA:     Taberi şöyle demiştir: "Bu hadis şunu göstermektedir: Müslümanların devlet başkanı savaşla (anveten) fethedilen yerlerde yaşayan ve İslam dininden başka dinlere mensup olan kimseleri - şayet Müslümanların onlara zorunluluk derecesinde bir ihtiyacı yoksa - oradan çıkarır. Bu zorunlu ihtiyaç ise fethedilen ülkelerdeki arazilerin işletilmesi gibi durumlarda ortaya çıkar. Nitekim Hz. Ömer Sevad ve Şam topraklarını böyle bir ihtiyaç dolayısıyla orada yaşayanlara bırakmıştır. Ona göre İslam dışında bir din benimseyen kimselerin sürülmesi hükmü sadece Arap yarımadasına has değildir. Arap yarımadasıyla aynı özellikleri taşıyan başka bölgeler de bu hüküm kapsamına girer."